26 Nisan 2009 Pazar

MUHLAMA (EMEL ABLAM)

Muhlama karadeniz yöresinin en bilinen yöresel yemek türlerinden bir tanesidir.Herkesin damak tadına uymayabilir ama bizce güzeldir..Emel ablamın yollamış olduğu bizim oraların en meşhur yemeği muhlamanın yapımıda gayet kolay..
Malzemeler:
-Tereyağı
-mısır unu
-köy peyniri
-tuz
-ılık su
Yapılışı-
-Tereyağı tavada eritilip,mısır unu eklenir..unun rengi değişene kadar kavrulur..daha sonra üzerine su, peynir ve tuz eklenip karıştırılır.Tereyağı üzerine birikene kadar ,karıştırılarak kısık ateşte pişirilir..
NOT;tavanın bakır olması muhlamaya ayrı bir lezzet katar..afiyet olsun

MEVSİM SALATASI (AYŞENURDAN)

Mevsimin sebzelerinin sentezinden oluşan sofraların baştacı salataların,konserve şeklinde satılan küçük mısırlar ve çeri domateslerle ayrı bir havası oluyor..

YAŞ PASTA (AYŞENURDAN)

Süslemesiyle olsun,lezzetiyle olsun yerinde ve güzel bir pasta..Ayşenurun ellerinden bir güzel pasta daha..

FASULYE PİYAZI (AYŞENURDAN)



Malzemeler :
-2 su b.kuru fasulye
-2 biber
-3 yeşil soğan
-3 soğan
-1 tutam maydanoz
-limon
-elma sirkesi(arzuya göre)
-zeytinyağı
-marul
-kıvırcık
-Hazırlanışı :
Piyaz için fasulyeleri haşlayın. Süzdürdükten sonra karıştırma kabına alın. Üzerine piyaz doğranmış soğan ,ince doğranmış yeşil soğanı,marulu ve kıvırcığı ekleyin. Sirkesini, zeytinyağını ve limonu ekleyerek harmanlayın. afiyet olsun..
not:miktarları kendi isteğinize ve ihtiyacınıza göre azaltabilir veya arttırabilirsiniz..

GAVURDAĞI SALATASI (AYŞENURDAN)

İsmini duyduğumuz zaman salatanın yöresini merak ettiğimiz ve acaba nasıl birşey diye düşündüğümüz gavurdağı salatası,gerçekten enfes bir salata türü...
MALZEMELER:
-4 adet domates (üzeri için ayrı çeri domatesi)
-3 adet salatalık
-4 adet sivri biber
-1 tane küçük boy kuru soğan
-maydonoz
-marul
-iri kıyılmış ceviz
-arzıya göre nane,taze soğan,kornişon turşu,mısır gibi malzemelerdende koyabilirsiniz..
SOSU;
-yarım çay bar. zeytinyağı
-yarım limon suyu
-tuz
HAZIRLANIŞI.
-Salataları,domatesleri ve soğanı küp küp doğrayınız..diğer malzemeleride doğrayıp karıştırınız.En son olarakta hazırlamış olduğunuz sosu dökünüz ve karıştırınız..Üzerinide çeri domatesleriyle süsleyip,cevizi serpip servis edin..afiyet olsun..

22 Nisan 2009 Çarşamba

TEL ŞEHRİYE SALATASI (B.G)


Salatalara olan merakım gün geçtikçe artınca farklı tarifleri deneme fırsatı buluyorum ve davet mönülerimiz zenginleşiyor..Yemek zevki sitesinde gördüğüm bu tarifi de hemen yapmak istedim biz çok beğendik tavsiye ederim doğrusu :)
MALZEMELER:1 adet haşlanıp didiklenmiş tavuk göğsü
2 bardak tel şehriye
1 bardak sıcak su
közlenmiş biber
mısır
taze soğan
dereotu
maydonoz
mantar(ben kullanmadım)
2 kaşık nar ekşisi
1 limon
sumak
tuz
sıvıyağ
YAPILIŞI:Tavuk göğsü haşlanıp didiklenir.Tel şehriyeler biraz sıvıyağda kavrulur ve suyu eklenerek pilav gibi pişirilir(bana 2 bar.şehriye fazla geldiği için 1 bar.kullandım ve 1 bar.sıcak suyla pişirdim.)diğer malzemeler de doğranarak ilave edilir..

20 Nisan 2009 Pazartesi

TATLI TARTIŞMA!!!(SİZDE KATILIN)

BU ZAMANIN İNSAN İLİŞKİLERİNİ NASIL BULUYORSUNIZ?SİZCE HALA ALLAH RIZASI İÇİN SEVEN İNSANLAR KALDIMI?YOKSA BÜTÜN İLİŞKİLER ÇIKARAMI DAYANIYOR?
Bu konular hakkında söyliyeceğiniz birşeyler eminim vardır..Hadi hep birlikte konuşalım..
NOT:KONU HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELER YORUMLAR BÖLÜMÜNDEN YAZILACAKTIR..BİR BİREY,BİR DÜŞÜNCESİ OLAN İNSANLAR OLARAK,LÜTFEN YORUMLARIMIZI PAYLAŞALIM..TEŞEKKÜR EDERİZ..

KURABİYE (ASUMAN ABLADAN)

Kurabiye severler için görüntü ve tat olarak farklı ve güzel bir lezzet Asuman abladan geldi bizlere.Gayet hoşlar bence..Çay sofralarına bir seçenek daha..

KAŞARLI PİDE (TUBA ABLAM)

mmm..Valla pideyi sevmeyen olurmu diye bi düşündüm şimdi..İlla çevrenizde pideci açılmasını beklemeye son artık,pide yemek için ..Tuba ablam azmin zaferi ve pide sevgisi sonucunda evde kendine, görüntü olarak aynı hazır pideler gibi,tat olarakta daha lezzetlilerini yaptı..

PEYNİRLİ POĞAÇALAR 2 (TUBA ABLAM)

Poğaçalar kıymetlimizdir sofralarımızda..Ve sofraların daimi bekçileridir.Çünkü hem kolay yapılırlar;hem de keyifle yiyilirler..

16 Nisan 2009 Perşembe

MİNİK KURABİYELER (ZEYNEP ABLAMDAN)


MALZEMELER
-1 paket yumuşatılmış tereyağ (margarin kullanmıyorum ama isteyen kullanabilir)
- 2 kaşık pudra şekeri
-3 bardak un
-1 çay bardağı fındık içi cok ince olmasın(arzuya göre fındığı çoğaltabilirsiniz)
YAPILIŞI
-tüm malzeme yoğrulur..minik toplar yapılıp tepsiye dizilir.pişirilir.. piştikten sonra üzerini tarcın ve pudra şekeri karısımı ile süsleyın..

1. DOKUZEN SEMPOZYUMU :))

Evet en nihayetinde bir araya gelebildik..Yazıya başlamadan önce buna sebep olan ve bizlere evini açan Emel ablama teşekkürlerimizi burdan iletelim..
Dokuzen yazarları (kuzenleri) olarak bu gün Emel ablamın evinde toplandık.Üç eksik dışında (Tuba ablam,Ayşen ve Ayşe) tamdık ve sofranın başındaki yerimizi aldık.(Derya abl.,Emel Abl,Zeynep abl,Gülşah abl,Asuman abl,Betül abl,Vildan abl,ben (sultan),Ayşenur ve tabiki gelecek nesil ufaklıklar :))Sofrayı ortaklaşa hazır edelim dedik ve gönlümüzden koptuğu ölçüde bir şeyler yapmaya çalıştık,yapmasak bile orda bulunmuş olmak en güzeli ve en önemlisiydi bence..Bunun bilincinde hoş bir akşamı çok şükür birlikte ettik..Şimdi bu gün ne yedik ne içtik sizlerle paylaşmak istedik..Belki misafir çağıracaksınız ve seçeneğe ihtiyacınız vardır..Kim bilir?
Benim getirmiş olduğum katmer poğaca..Biz bir gün önceden yapmak zorunda kaldık,yetişmesi adına..Ama yapılır yapılmaz tüketilmesini daha çok tavsiye ederim..
Betül ablamın getirmiş olduğu BÖREK..Sofraların doyurma özelliği en yüksek besin maddelerinden biri..
Emel ablamın,üzerinde uzmanlaştığı ve yakında doktorasını tamamlayacağı bir tatlı olan KÜLAH
Git gide yeni özellikler eklemesine ve her yapışında daha güzelleşmesinede değinmeden geçemiyeceğim..
Menümüzde çok rastlamadığımız ve Emel ablamın bize kazandırdığı hafif ve lezzetli,kolay pasta diyede tabir edebileceğimiz KAR YAĞDI pastası..
Gülşah ablamın yapından ve sunumundan kazanılan, dolmaya değişik açıdan yaklaşılan bir lezzet..KAYISILI DOLMA..
Yine EMel ablamın sunumuyla;değişik ve doyurucu bir tarif olan MANTARLI,TAVUKLU FIRNDA PİLAV..
Karadeniz sofralarının baş tacı TAZE FASULYE TURŞUSU..Buda Gülşah ablamdan.. Annesinin izinden adım adım..
Evet geldik günün en iddialı Lezzetine..Baklavaları güzel yapmasıyla tanıdığımız ve bildiğimiz Derya ablamdan,geleneksel tatlımız ve vazgeçilmezimiz,kıymetlimiz BAKLAVA..
Salataların hakkını vererek,ortaya renk ve lezzet cümbüşü çıkaran Vildan ablamdan JULYEN SEBZE SALATASI
MARMELATLI KURABİYE..Ayşenurun giderek güzel yaptığı,gürüntüsüyle akılda,lezzetiyle dilde kalan bir kurabiye..
Ooo bir sarmalojist,oo bir sarma dehası..Zeynep ablam denince ilk aklıma gelen şey sarma olur doğrusu..Sarmanın hakkını veren ve afiyetle yedirtmesini bilen birisi oo..SARMA
Buraya resmini koyamadığım çok güzel bir pizzada yemiştik emel ablamdan ama,ben resimleri çektiğim sırada kendisi piştiği için malesef..

15 Nisan 2009 Çarşamba

DUYURU!!

PERŞEMBE GÜNÜ 2:00 A.M'DE BLOGGER'IN BAKIM ÇALIŞMALARI NEDENİYLE 10 DAKİKALIĞINA SİTEMİZE ULAŞIM SAĞLANAMAYACAKTIR..

BROKOLİ SALATASI 2 (EMEL ABLAMDAN)

Brokoliyle bir şeyler yapmak isteyenlere;farklı bir sunum ve karışım örneği daha..

BİBER SARMA (EMEL ABLAMDAN)


Biber sarma ekşi sevenler için ideal bir lezzet olabilir..Ben Ayşenurun yaptığından yemiştim,kıvam olarak tam güzel olmuş olsada,geniş felsefeli ağız tadı olmayanlar için çok cazip olmadığını düşünüyorum..

TAVUK SALATASı 2 (EMEL ABLAMDAN)

Tavuğun ayrı bir lezzet katarak zenginleştirdiği bir salata türü..Sebzelerin lezzetinin ve yararlılığının,beyaz etinkiyle karışmasıyla elde edilen vazgeçilmez bir salata türü..
Yapılışı;
-Tavuğun göğüs bölgesini haşladıktan sonra didik didik edip,mevsim sebzelerinden veya istediğiniz sebzeden hazırladığınız karışımın arasına katıp karıştırın ve daha sonra sosounu hazırlatıp üzerine dökün..

13 Nisan 2009 Pazartesi

BİR RİCA....

SİTEMİZE; BAŞKALARININ ADI ÜZERİNDEN YORUM YAPAN SAHISTAN,KENDİ KİMLİĞİNİ KULLANARAK YORUM YAZMASINI VE BAŞKALARININ ÖZELİNE SAYGI DUYMASINI RİCA EDİYORUZ..

12 Nisan 2009 Pazar

KÖZLENMİŞ BRÜKSEL LAHANASI (ZEYNEP ABLAMDAN)

Adını tariflerde ve günlük hayatta duyacağımı pek zannetmediğim bir sebze olan brüksel lahanasını bizlere bir tarifle kazandıran Zeynep ablama teşekkür ederim öncelikle..Büyüklerimiz hep der ya "sevmesende yiyeceksin,çünkü yararlı"..Tamam bu lafa belli ölçülerde katılabilirim,ama sevmediğin bir şeyi yemekte çok zor be kardeşim :(( Onun için bu gibi tarifleri güzelleştirip seveceğin hale getirmek en iyisi..Eğer çok sevmiyorsan,bas diğer sebzelerden,onun tadı arada kaynasın ;))(Buda sultandan birkaç dipnot:))
Malzemeler:
-1 Kilo Brussel lahanasi
-2 Adet Havuc ( julian stili dogranmis)
-1 Adet Kirmizi dolmalik biber
-1 Adet Orta boy Kabak
-Arzuya gore sarimsak
- Zeytinyagi
-Tuz
YAPILIŞI
-Firini 200C ayarlayin, derin bir kase icine butun sebzeleri koyup uzerine bolca zeytinyagi ekleyin istediginiz miktarda koyabilirsiniz ben genelde 1 turk kahve fincani kadar koyuyorum. Uzerine tuz ve karabiber atin, firin tepsisinin icine alip 20-30 dakika firininizin hizina gore arada kontrol ederek firinlayin. tarif
http://www.soframiz.com/ dan alınmıstır..AFİYET VE ŞİFA OLSUN..DİLEKLERİMİZLE
-brüksel lahanası sevenler için güzel bir diyet yemeği.. ben brüksel lahanasını pek sevemediğim için diğer sebzeleri afiyetle yedim.. ben ilaveden yeşil dolmalık biber 3 adet kırmızı bıber bıde kekik ilave ettim.. en kısa zamanda brüksel lahanası sevmeye çalışıp yenı tarifler ilave edeceğim ...diyet yapanlar için :)

BİR ANI..:))

Hep yemek yazdık,yemek çizdik uzun zamandır buralara..Şöyle güzel ve bir hayli espirili şeylere sanırım biraz hasret kaldık..Bende burdan yola çıkaraktan buraya birazda mizahi şeyler yazayım dedim ve tuba ablamın geçenlerde aklına gelen traji komik bir hikayemizi sizlerle paylaşmak istedim..
Yer OF..Sene 2007 falan heralde..Annem,ben(sultan),betül ablam ve tuba ablam (unuttuğum biri varmı bilmiyorum,varsa affola) Trabzonda yaz tatilimizin bir bölümünü geçirdiğimiz zamanlarda;köyde bitirdiğimiz puzzle"ı çerçevelettirmek için Of"a gittik..Uzun aramalar sonucunda çerçeveye benzer bir şeyler yapan bir yer bulduk ve puzzle'ı oraya bıraktık..Sonrasında yapılması gereken bir kaç şeyden sonra,acıktık ve yemek yeme gereksinimi duyduk..Ne yapsak ne etsek diye düşünürken,birden Of un meşhur dönerinden yemek aklımıza geldi ve gittik..Saat 4 yada civarındaydı..İçeri girdik ve döner istediğimiz söyledik..Suratımıza,alaycı ve gülmeli bir ifadeyle baktılar ve"bu zamana dönermi kalır burda dediler..Biz ilk şokumuzu geçirdikten sonra ikinci şokumuzun bizi beklediğinden habersizdik malesef..Neyse topladık kendimizi ve "o zaman başka ne yiyebiliriz diye sorduk".. Bize köfte yapabileceklerini söylediler ve bizi aile bölümüne aldılar :))..Köfteleri sipariş ettikten sonra,içimizden biri (sanırım betül ablam ama emin değilim)ISLAK MENDİL istedi bizimle ilgilenen amcadan..Amca önce ne dendiğini anlamamış ve sanki icat edilmemiş birşey istenmiş gibi kendisinden, boş gözlerle bakakaldı..Neyseki bir ara kendine geldi ve bize ıslak mendil getirmek için gitti,geri dönüşünün ne kadar muhteşem olacağını kim tahmin edebilirdiki...:))Biraz bekledikten sonra geldi..Biz heyecanla ıslak mendillerimiz beklerken,yurdum insanı,zeki,kırak zekalı tipik karadenizli ve hatta oflu olan amca bize 1 şişe kolonyağı ve birkaç kuru mendil bırakıp gitti :)))..Bizde of lu olduğumuz için kıvrak zekamızı kullanıp kolonyağıyla ve mendille nasıl bir işlem yapıpta kolonyağlı mendil yapacağımızı anladık tabiki..:))Gülsek mi ağlasak mı bilemedik..Köftelerimiz yedik ve yöntemi hafızamıza kazıyıp çıktık oradan..Hikayemizin başında bir puzzle dan bahsetmiştik..Onun akıbetini merak ediyorsunuzdur tabiki..Onu gidip aldığımızda kendisine son derece korunaklı,ses geçirmeyen ve çift çam sistemli bir cam takmıştı sağolsun camcı..Kenarına pimapen uygulayacaktı ama ince geldi heralde neyseki onu doğru bir çerçeveyle görebildik..Eve getirdiğimizde de,çerçevesi camını taşıyamıyacağı için asamadık...Salonda kapının arkasında,duvarın dibinde ikamet ediyor kendisi şimdilerde..
İşte bizim birkaç komik hikayemizdi bunlar..Biraz tebessüm ettirdiysek ne mutlu bize..:))))

TAZE FASULYE TURŞUSU (İSMİNİ VERMEK İSTEMEYEN YAZARIMIZ:))

Taze fasulye turşusu;bizim en vazgçilmez yöre yemeklerimizden bir tanesidir..Hele bir de yanında mısır ekmeği ve lahana çorbası var deymeyin keyfimize (büyüklerimizin keyfine)..

YOĞURTLU HAVUÇ VE KABAK SALATASI (AYŞENURDAN ve TUBA ABLAMDAN)

Bu tarif bir zamanların (hatta şimdilerinde) en beğenilen ve yapılan salata türüydü..Tadı gerçekten çok güzel ve çabuk bıktırmayan bir lezzette..Tavsiye ederiz.
YAPILIŞI:
-Arzu ettiğiniz kadar havucu ve kabagı rendeleyin (julyende doğrayabilirsiniz..)Daha sonra ikisinide ayrı ayrı az yağda kavurun..Çok kendinden geçmesinler ama iyice geçsinler..(ilginç bir anlatış biçimi oldu :))Soğuduktan sonra üzerini yoğurtla kaplayıp aruya göre süsüleyiniz..afiyet olsun.(ayşenur kuzen)

Bu resimdede julyen doğranmış ve közlenmiş kırmızı biber eklenmiş versiyonunu görebiliriz..Bu şekildede yapabilirsiniz..(tuba kuzen)

DONDURMALI İRMİK HELVASI (NİGAR YENGEM)


Bu tatlıyı da ilk defa bir lokantada tesadüf eseri denedik ve o günden sonra neden evde kendimiz yapmayalım ki?diye düşündük..şimdi favorilerimiz arasında(B.G)
MALZEMELER:2 kaşık tereyağı
2 kaşık sıvıyağ
2 bardak irmik
yarım bar.dolmalık fıstık
1 bar.süt
1 bar.şeker
dondurma
YAPILIŞI:Yağ ile fıstıklar bir müddet kavrulur.İrmik ilave edilir ve rengi altın sarısı bir hal alana kadar kavrulmaya devam edilir.Diğer tarafta sütün içerisinde şeker karıştırılarak eritilir yavaş yavaş helvaya katılır.Kapağı kapatılarak ılıtılır..Arasına ve üzerine dondurma ilavesiyle servis edilir..

SOYA FİLİZİ SALATASI (B.G)



Bu salata tarifi dergide o kadar güzel duruyordu ki uzun zamandır denemek istiyordum bugüne kısmet oldu..sanırım dergideki resime de çok benzedi tadı ise umduğumdan daha güzeldi..(not:eğer sizde benim gibi daha önce soya filizi almadıysanız; büyük marketlerin manav reyonlarında bulabilirsiniz :))
MALZEMELER:200gr soya filizi
1 kutu meksika fasülyesi(konserve)
1 adet küp doğranmış kırmızı biber
maydonoz
tuz
1 limon
2kaşık balsamik sirke(ben nar ekşisi kullandım)
mısır
zeytinyağı

11 Nisan 2009 Cumartesi

DOKUZEN TATLISI (EMEL ABLAMDAN)


Gitgide markalaşıyoruz..Kurabiyelerimizden sonra şimdide bir tatlımız oldu..Fikir annesi ve üretim sahibi tabiki Emel ablam..Tamamen kendi doğaçlama metoduyla hazırladığı bu tatlıyı sitemize ithaf ettiği için kendisine minnettarız..

BEŞAMEL SOSLU KUZU-DANA SOTE (TUBA ABLAMDAN)


Beşamel soslu tavuğu biliyoruz ve hiç yerinmedende güzelce yiyoruz..Buda onun dana eti ile yapılmış versiyonu..Ve onun kadar güzel bir lezzet..Ramazan aylarında iftar davetlerinizin vazgeçilmez türü olabilecek bir tat..

KREP ARASI ET (TUBA ABLAMDAN)


Tek kelimeyle harika bir lezzet..Kahvaltı sofralarından kopup gelen krep,değişik amaçlardada gerçekten güzel bir ortaya çıkarıyor..Aynı bu şekilde..Krep ile başka ne yapabilirim diyenler için gayet ideal bir lezzet..Bu arada dün tuba ablamlardaydık..Röportaj hala duruyor..Bakalım ne zaman biter :((

SEMİZOTU SALATASI (NİGAR YENGEM)



Diet köşemize eklenebilecek basit ama hem lezzetli hemde pratik bir salata(B.G)
Malzemeler:1 bağ semizotu
yoğurt ve tuz

HURMALI KEK (B.G)





Hurma Arabistanın simgesidir malum.. Tabi ülkemizde de bulmak mümkündür..Hurmayı alıp sade yemek yerine mutfakta birçok şekilde değerlendirebiliriz bu tarifte bunlardan bir tanesi ve tattırdığım herkesin beğenisini kazanmayı başardı...(Bende çok seviyorum) :)
Malzemeler:125 gr tereyağı
1 bar.pudra şekeri
4 yumurta
2 çorba kaşığı bal
1 tatlı kaşığı mahlep
1 su bardağı doğranmış hurma
vanilya
kab.tozu
2,5 su bar.un
1 çay bar.ceviz
Yapılışı:Yağ ve şaker krema kıvamında çırpılır.Diğer malzmeler koyulur.En son
un, kab tozu elenerek hamura eklenir(katı bir kıvamı oluyor)..180derecede pişirilir.

8 Nisan 2009 Çarşamba

GÜL KURABİYELERİ (EMEL KUZEN)


Eveet gül tatlısından sonra,birde gül kurabiyelerimiz oldu..Nedense gül her şeye yakışıyor..Tatlarınında,görüntüleri kadar güzel olduğunu düşündüğüm,hatta emin olduğum bu tarif için Emel ablama teşekkür ediyoruz..
MALZEMELER:
-200 gr erimiş yağ(erimiş ve soğutulmuş)
-1 çay bar pudra şekeri
-1 yumurta akı
-1 limon rendesi
-un
YAPILIŞI:
-pudra şekeriyle yağı çırp.diğer malzemelerle birlikte karıştır ve yoğur..sonra gül şekli ver (gülpare adlı tarifte nasıl gül şekli verildiği resimlerle anlatılıyor)daha sonra 180 derecede pışır,pudra şekeriyle servis et..Afiyet olsun.

6 Nisan 2009 Pazartesi

SEBZELİ MAKARNA (MADE İN EMEL KUZEN)



Makarna;büyük,küçük herkesin severek yediği bir yemek..Kimisinin ketçaplı,kimisinin şekerli,kimisinin salçalı,kimisininde sade şekilde severek yediği,evlerdeki kilerlerin daimi yoldaşıdır O..Zamanla farklı şekillere sokulup,farklı damaklara sunuluyor bu resimdede görüldüğü gibi..İşte hoş bir tarif..Sebzeli makarna..

DOKUZENdesign' A BİR BAKIN BENCE

DOKUZENdesign'a YENİ VE ÇOK ŞİRİN ŞEYLER EKLENDİ.BEN BİR BAKIN DERİM..

5 Nisan 2009 Pazar



by emel kuzn
KAHVE'NİN TARİHİ

Kahve’nin anavatanı olan Etiyopya’nın yüksek yaylaları, yabani kahve bitkisinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu meyveleri kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle tıbbi amaçlı kullanılıyor ve "sihirli meyve" olarak adlandırılıyordu. Kahve, ünüyle birlikte hızla Arap Yarımadası'na yayıldı ve 300 yıl boyunca Habeşistan'da keşfedilen yöntem ile içilmeye devam edildi. 14. yüzyılda ise yepyeni bir keşif ile ateşte kavrulan kahve çekirdekleri, ezildikten sonra kaynatılarak içime sunuldu. Kahve’yi ilk olarak işleyip içmeye başlayan Yemen'deki sufi tarikatıdır. Buradan 1470’li yıllarda Aden’de , 1510’da Kahire’de 1511’de Mekke ‘de görülmüştür.
Yavuz Sultan Selim döneminde, 1517'te, Yemen Valisi Özdemir Paşa, Yemen'de içtiği ve çok sevdiği kahveyi İstanbul'a getirmiştir.
Kahve, kısa zamanda itibarlı bir içecek olarak saray mutfağında yerini aldı ve büyük ilgi gördü. Saray görevleri arasına "kahvecibaşı" adında bir de rütbe eklendi. Padişahın ya da bağlı olduğu devlet büyüğünün kahvesini pişirmekle görevli olan kahvecibaşı, sadık ve sır tutmasını bilenler arasından seçilirdi. Osmanlı tarihinde kahvecibaşılıktan sadrazamlığa yükselenlere bile rastlandı.
Saraydan konaklara ardından evlere giren kahve, İstanbul halkının kısa sürede tutkunu olduğu bir lezzet haline geldi. Satın alınan çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulup, dibeklerde dövüldükten sonra cezvelerde pişiriliyordu.
1544 yılında İstanbul’da Tahtakale’de iki Suriyeli Arap ilk kahvehaneyi açmışlardır.
İstanbul'a gelen Venedikli tacirler, çok sevdikleri bu içeceği Venedik'e taşıdı. Böylece Avrupalılar kahveyle ilk kez 1615'te tanışmış oldu. Önceleri limonata satıcıları tarafından sokaklarda satılan kahve, 1645'te açılan İtalya'nın ilk kahvehanesinde yerini aldı. Kısa zamanda sayıları hızla çoğalan bu kahvehaneler de; diğer pek çok ülkede olduğu gibi özellikle sanatçıların, öğrencilerin ve her kesimden halkın bir araya gelerek sohbet ettikleri en gözde yerler oldu. Kahve Paris’e 1643, Londra’ya 1651’de ulaştı.
Avrupalılar dünyanın çeşitli yerlerinde kahve plantasyonları kurdular. Endonezya-Cava’da 1712 yılında kahve tarımı başladı. Hollanda Cava ve Doğu Hint Adaları’nda, Fransa Antiller'de kahve yetiştirdi.

KAHVE ÇEKİRDEGİ VE MEYVESİ
Kahve çiçeği beyaz renktedir ve yasemin gibi kokar. Kahve meyvesi; büyüklüğü, şekli ve rengindeki benzerlikler nedeniyle "kahve kirazı" olarak da adlandırılmaktadır. İçinde ince iki çekirdek bulunur. Çekirdeklerin birbirine bakan tarafı düz, dış tarafı yuvarlaktır. Her çekirdeğin içinde aynı biçimde bir tohum (kahve tanesi) vardır. Tanenin düz yüzeyinde, içi sert bir besidokusu ile dolu olan, derin bir çizgi yer alır, Besidokusunun dış tabakası ince bir zarla kaplıdır. Zarın dışında ise daha sert bir kabuk vardır. Eğer kahve çekirdeği daha sonra tohum olarak kullanılacaksa çekirdek kabuktan ayrılmaz.
Bazı kahve ağaçlarının meyvesinden iki yerine bir tane çekirdek çıkar. Bu çekirdek (peaberry), diğerlerine göre çok daha yuvarlak bir şekle sahiptir. Tek olarak çıkan çekirdekler, diğerlerinden ayrılarak üretim sürecinden geçirilir. Genellikle fiyatları da normal kahveye göre çok daha pahalıdır.
Kahve meyvelerinin çok düzenli kontrol edilmeleri gerekir, çünkü olgunlaştıktan sonra 14 gün içinde çürümeye başlarlar.
TÜRK KAHVESİ
Türk Kahvesi, Türkler tarafından keşfedilen kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır. Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür.
Kahvenin kökeni araştırmacılar tarafından 14. yy başlarında Güney Habeşistan'dan tüm dünyaya yayıldığı şeklinde belirtilmiştir. Bunun kaynağı da etimolojik olarak kahve ile yakın benzerlik gösteren Güney Habeşistan'daki Kaffa yöresi gösterilmektedir. [1]
Önceleri Arap Yarımadası'nda kahve meyvesinin kaynatılması ile elde edilen içecek, bu yepyeni hazırlama ve pişirme metoduyla gerçek kahve lezzetine ve eşsiz aromasına kavuşmuştur. Kahve ile Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk kahvesi olarak bu yöntemle hazırlayıp tüketmiştir.
Brezilya ve Orta Amerika menşeili, arabica türü, yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve tercihen kömür ateşinde ağır ağır, titizlikle kavrulan Türk Kahvesi, çok ince öğütülür. Bir cezve yardımıyla su ve isteğe göre şeker ilave edilerek pişirilir, bir fincan kahveye iki çay kaşığı kahve atılır. Küçük fincanlarla servis yapılır. İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Su, sanıldığı gibi kahvenin sonunda değil; kahveyi içmeden evvel içilmektedir.
TÜRK KAHVESİ'NİN ÖZELLİKLERİ
-Dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir.
-Köpük, kahve ve telveden oluşur.
-Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür.
-Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, uzun süre sıcak kalabilir.
-İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar.
-Yoğun şurupsu kıvamı ile ağızdaki lezzet tomurcuklarını aşırı uyararak hafızada yer eder.
-Diğer kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumuşak ve aromatiktir.
-Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir.
-Kahve tutkunları tarafından, kaynatılarak içilebilen tek kahve olarak kabul edilir.
-Kahve Falı ile geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür.
-Eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz.
-Hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur.
-Sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez.
-Sıklıkla içildiği halde, miktar olarak fazla olmadığından şişkinlik yapmaz.
-Diğer kahve türlerine göre, bir içimde daha az kafein içerir.
-Pişirilirken, şekeri tercihe göre ilave edildiğinden içime hazır halde sunulan tek kahve türüdür.
-Kahveden önce su içilerek, ağızda bulunan önceki tatlar arındırılarak kahve tadının eşsiz bir şekilde tatılması sağlanır.
-Türk toplum hayatına da etki eden kahve, dostluğun simgesi haline gelmiş ve "kız isteme" merasimlerinin bir süjesi olmuştur.
Kaynak
-vikipedia.org

KAR YAĞDI PASTASI (EMEL ABLAMDAN)